Daha başlamadan benim bir tek göbeğim gitsin
yeter veya kalçamda sadece fazlalık var dediğinizi duyar gibiyim.
İsterseniz öncelikle zayıflamanın ne demek
olduğunu düşünelim. Fazla kilolarımızın gitmesi demek yerine fazla yağlarımızın
gitmesi diyeceğim. Çünkü vücudunuzda fazla yağlardan kurtulduğunuzda eğer bir
yandan da kas kütlenizi arttırırsanız, artan bu kütle sebebiyle vücudunuz
incelip forma girse bile tartıda tahmininizden daha az bir değişiklik
görürsünüz.
Yağ yakımı için vücudumuzun oksijene gereksinimi
vardır. Bunun için de belli bir tempoda kardiyovasküler egzersiz yapmamız
gerekir.
Aslında rutin işlerimizde günlük harcadığımız
belli bir kalori vardır ve bunun bir kısmı da yağlardan sağlanabilir. Ama
egzersiz yapmadan yağ yakımının kilo vermek için ihtiyacımız olan seviyede
olması mümkün değil.
Tempolu egzersiz aerobik egzersiz dediğimiz
oksijen varlığında belirli bir tempoda, yani belirli bir nabız aralığında
yapılan kardiyovasküler egzersizlerdir.
Bu tempoda kaldığımızda vücudumuz belli bir
süre sonra yağ yakmaya başlar. Koşu veya tempolu yürüyüş ile bu süre 15-20
dakikayı bulurken, cross fit veya interval antrenman çeşitleri ile bu süreyi
8-10 dakikaya indirmek mümkün.
Kadınlarla erkeklerin günlük harcadıkları
kalori farklıdır. Yaşla beraber günlük kalori ihtiyacı herkeste düşer.
Kadınlarda günlük harcanan kalori ortalama 1800-2000 civarı iken, erkeklerde
ortalama 2500-3000 civarındadır.
Erkeklerin genetik kaslı yapısı daha fazla
kalori harcamalarını sağlar. Bizden daha fazla yemelerine rağmen daha az bir
ivmeyle kilo almalarının sebebi budur. Biz bu kaloriyi yürümek, nefes almak,
konuşmak, yemek yemek gibi günlük rutin ihtiyaçlarımız için kullanırız.
Buna eşdeğer bir kaloride yemek yediğimizde
kilomuzu koruruz.
Eğer günlük besinlerle aldığımız kalori
harcadığımızı geçerse güzel güzel yağ olarak depolanmaya başlar ve kilo olarak
size geri döner.
Spor yaptığınızda otomatik günlük
harcadığınız kaloriyi arttırırsınız. Bunu hem spor sırasında harcadığınız
kalorilerle, hem de düzenli sporla kalori yiyiciler olan kas kütlenizi
arttırarak yaparsınız.
Basit bir matematik hesabı gibi
düşünebilirsiniz.
Spor yapmadan diyetle kilo verdiğinizde
günlük aldığınız kaloriyi azaltarak kilo verirsiniz. Ancak sporsuz yaptığınızda
metabolizma hızının giderek düşer ve diyeti bıraktığınızda verdiğiniz kiloları
normal beslenmeye geri dönseniz bile fazlasıyla alırsınız. Çünkü vücudunuz az
kaloriye adapte olmuştur bile.
Spor yaptığınızda eğer belli bir tempoda
yaparsanız vücut yağ yakım nabzı denen aralığa gelir ve eğer burada yukarıda bahsettiğim
sürelerde kalırsanız yağ yakımına geçersiniz.
Yağ yakımına geçtiğinizde vücut ihtiyacı olan
yağ nerede varsa oradan kullanır. Yani siz yağlanma olan bölgenizi
çalıştırmazsanız dahi o bölgedeki yağları kullanır. Beyin bu konuda ihtiyaca
göre hareket ediyor.
Günde 1000 mekik çekseniz de karnınızdaki
yağları eritemezsiniz, çünkü yağ yakımı için gereken belli bir tempoya
ulaşmamış olursunuz. O bölgeyi çalıştırarak sadece o bölgedeki kasları
çalıştırırsınız ve maalesef alttaki yağlar kalır. Kısaca bölgesel zayıflama
sadece bir efsane.
Yağlar kasa dönüşmez mi?
Çok sık duyduğumuz bir cümle değil mi?
Yağlarım kasa dönüştü, ya da tersi??
Vücudunuzdaki yağın kasa dönmesi, bir oyuncak
ayının gerçek bir kuşa dönüşmesi ne kadar mantıklıysa o kadar mantıklı. Yani bu
bir efsane!
Yağ bir madde kas ise bir dokudur ve
birbirine dönüşmesi imkansızdır. Hatta yağ cansız bir madde kas için canlı bir
dokudur. O sebeple oyuncak ayı, canlı kuş örneğini verdim. Cansız bir maddenin
canlı bir dokuya dönüşmesi herhalde bir mucize olurdu.
Algı biraz da şuradan kaynaklanıyor. Resimde
de görebileceğiniz gibi aynı kilodaki yağ aynı kilodaki kasa göre daha fazla
yer kaplar. Vücudumuzda yağlarımızı yakıp, kas oranımızı arttırdığımızda
kilomuz değişmeyebilir bu da yağ kasa dönüştü algısı yaratabilir. Oysaki
özellikle spor yapan bireylerde yağ kütlesi azaldıkça kilo kaybederken, kas
kütlesinin artması ile birlikte vücut ağırlığımızı artması ve tartıda belirgin
bir fark yaratmasa da sağlıklı bir şekilde inceldiğimizin göstergesidir.
"Fitness hakkında doğru bilinen yanlışlar" kitabının yazarı Serkan Yimsel kitabında bu konuya çok güzel bilimsel yayınlarla değiniyor. Bu çalışmalardan bir tanesi 1984 yılında katılımcılar 27 gün boyunca beş binin üzerinde mekik çekmişler ama karınlarındaki yağda herhangi bir eksilme olmamıştır. Diğer bir araştırmada 24 katılımcı 6 hafta boyunca haftanın 5 günü 7 farklı karın karın egzersizi yapmışlardır ve sonuçta ne yağ oranına ne de bel kalınlığına hiçbir faydası olmamıştır bu egzersizin. Son olarak 11 kişi leg press aleti ile 12 hafta boyunca haftada 3 kere kullanmışlardır. 12 hafta sonunda vücut ağırlığında bir miktar azalma olmuş ancak kol ve gövdede meydana gelmiş, bacakta değil.
Serkan Yimsel aşağıdaki önerilerin kalça ve
karın çalışmaktan daha fazla bölgesel kiloları vermeye yardımcı olacağını
ekliyor:
- Günlük kalori alımınızın halihazırdaki
miktarın altında olması gerekiyor ki kilo vermeye başlayın.
- Yeterli protein sağlayan dengeli bir
beslenme alışkanlığı edinin.
- Ağırlık kaldırın ki kilo kaybetmeye
başladığınızda kaybın çoğu yağ kitlesi, kazanılanın çoğu kas kitlesi olsun.
- Interval şekilde kardiyovasküler
egzersizler yapın.
- Genel olarak çok hareket edin, uzağa park
edin, köpeği yürüyüşe siz çıkarın, asansör yerine merdiven kullanın.
Özetleyecek olursam, bölgesel kilolarınız
varsa ve bunlardan kurtulmak istiyorsanız hayatınıza haftada en az 3 gün yüksek
tempolu (her yaşın temposu farklıdır, yağ yakım nabzınızı öğrenin!)
kardiyovasküler egzersizler sokmalı, bununla birlikte de kuvvet egzersizleri
ile kas kütlenizi arttırmalısınız. Gerisini beyninize bırakın, o nereden neyi
eksiltip neyi arttıracağını çok iyi biliyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder