30 Temmuz 2014 Çarşamba

Hem çocukla gidilecek hem kafa dinlenecek bir yer: Ekolojik Yaşam Çiftliği – Pastoral Vadi


 Yazla beraber ailecek tatil yapacak bir yer arıyorsanız ve farklı, özel bir yerlerin arayışı içindeyseniz sizin için çok keyifli bir önerim olacak.

Bebeğimizle yapacağımız ilk tatil olduğu için biz de yer seçiminde çok kararsız kaldık. Özellikle her şey dahil konseptlerle dolu tatil sitelerini açmak bile gelmiyordu içimden.
Benim için en önemli konu yemeklerin nasıl olduğuydu. Özellikle her şey dahil konseptlerdeki yemeklerin geri dönüşümü ve kullanılan malzemelerle ilgili öğrendiklerimden sonra kendimin bile yemeyeceği yemekleri çocuğuma yedirmek istemiyordum. Derken etrafımdaki doğal annelerden birinin önerisi ile Fethiye Yanıklar Köyü’ndeki Pastoral Vadi’ye ulaştım. Sitesini inceler incelemez başka alternatiflere bakmadan hemen rezervasyon yaptırdık.


Bir haftamızı geçirdiğimiz bu tatil bugüne kadar yaptığımız en doğal tatildi. Kendimizi çoğu zaman evimizde gibi hissettik. Hem modeldeki detaylar hem çalışanların samimiyeti bize bunu hissettirdi. Öncelikle Pastoral vadi’nin kurucusu Ahmet Kizen ile yaptığımız sohbetten bazı detaylar paylaşmak istiyorum.

Kendisi aslen mimar ve daha önce mesleğinin yanı sıra otelcilik ile uğraşmış ve Marmaris’in ilk otelini yapmış. Pastoral vadi hikayesi ise 8 sene önce başlamış. Marmaris’te yapmış olduğu çalışmalarda yerel insanın ne kadar dejenere olduğunu görünce farklı arayışlara giriyor ve Pastoral Vadi modelini tasarlamaya başlıyor. Yerel insanı dejenere etmeyecek, geleneklerini göreneklerini bozmayacak bir turizm modelini nasıl yaratacağını düşünüyor. Özellikle dünyada tarım ve turizmin bir arada olduğu başka işletmeler de olduğunu öğrenince projeye direk başlıyor. Şehirli insanla kurulan organik bir köprü olarak tanımlıyor Ahmet bey Pastoral Vadi’yi. Müzik çalmıyor, herkes kafasını dinliyor. İnternet çok az çekiyor, bazen telefon bile çekmiyor. Kablosuz ağ zaten yok. Gaz kullanılmıyor, sadece odun ateşi var.



Toprağın zehirsiz, ilaçsız doğal tohumlarla ekilerek ziyaretçiler tarafından tüketilmesinin sağlanması ilk planı olmuş. Bu sayede de geleneksel tohumların devamını sağlamış oluyorlar.  Oteldeki yemekler kendi tarlalarında ekilen ürünlerle hazırlanıyor. Ortak mutfak alanı var ve buradaki aşçılar doğal ürünlerle yemek hazırlıyor. Sohbetin diğer detaylarına geçmeden önce mutfak ve yemeklerle ilgili birkaç bilgi: Kaldığımız 1 hafta boyunca sadece 1 gün kırmızı et, 2 gün tavuk eti, diğer günlerse tamamıyla sebze yedik. Her gün kendi ineklerinden sağdıkları süt ile yoğurt mayalıyorlar. Kendi salçalarını, ekmeklerini, tarhanalarını, eriştelerini, tereyağlarını yapıyorlar. Hatta bizim kaldığımız süre boyunca dışarıda biber salçası ve erişteler kuruyordu. Mutfak ortak alan olduğu için garson yok, self servis herkes kendi yemeğini alıyor ve bulaşığını mutfağa bırakıyor.



Sınırlı yemek var, gözünüzü değil karnınızı doyuruyorsunuz. Bu sayede birçok otelde yapılan hilelere gerek kalmıyor. Yemek üstüne kahve yapmak isterseniz odun ateşinin üstünde kendi kahvenizi yapabiliyorsunuz. Bütün gün taze çay var, girip kendiniz doldurup istediğiniz kadar içebiliyorsunuz. Hani ailenizin veya bir tanıdığınızın yazlığına gidersiniz de mutfakta bütün gün bir şeyler olur ya, aynı mantıkla kendinizi evinizde gibi hissediyorsunuz. Çay, kahve ve aralarda yapılan muhteşem limonata ikram.

Mutfakta yemekleri pişiren, tüm organizasyonu yapan Hatice dünya tatlısı bir insan. Kalanlara evine gelmiş misafirler gibi davranıyor, güzel yemeklerinin yanı sıra bize muhteşem omletler yapıyor (bol tereyağlı), çocuğumuza bir anda portakal soymaya başlıyor önüne koyuyor, sabah güzel olur size domates sosu yaptım deyip bir anda kahvaltıya renk katıyor. Bir de kendi yaptıkları şarabı da anlatmam mümkün değil tatmanız lazım, kesinlikle baş ağrısı yapmıyorJ Dışarıdan alınan mutfakta olan tek ürün ise bira diyebilirim. Sadece şarap ve bira para ile satılıyor onun da çetelesini basit bir kağıda satın alan herkesin koyduğu işaretlerle tutuyorlar.

Ahmet bey “Benim Bahçem” diye bir proje başlatmış. Sadece burada kalanlar değil, buradan uzakta olup doğal ürünler tüketmek isteyenler için de bir proje. İsterseniz ayda 250 tl karşılığında üyelik yapıp, ayda 2 defa 15-20 kiloluk olan tüm sebze ve meyvelerden kargo ile evinize alabiliyorsunuz. Bu üyelere “müdavimler” deniyor. Bu sayede buranın müdavimi olan kişiler, uygun fiyatta ve öncelikli konaklama, genç insanlarını gönüllü olarak iş öğrenmeye gönderme şansı ve bazı ayrıcalıklara erişmiş oluyorlar.






Gönüllülük konusuna gelirsek. Burada en sevdiğim şeylerden biri bu oldu. Gönüllü ve yarı gönüllü diye bir kavram var. Gönüllü olanlar yazın 6 saat, yarı gönüllü olanlar kışın 3 saat çalışmak üzere para vermeden ve özel gönüllü evlerinde kalarak hem iş öğrenmiş oluyorlar hem de para vermeden tatil yapmış oluyorlar. Yapılacak işler de daha çok tarlada ve mutfakta yardım oluyor. Bunun dışında yurt dışından gelen yabancılar da kendi tarla, mutfak v.s.. bilgilerini öğretmek koşulu ile gönüllü kalabiliyorlar. Buradan da bilgiye verdikleri kıymeti çok daha iyi anlıyoruz.
 
Mutfağın tam önünde rengi muhteşem görünen bir havuz var. Vadinin içinde  geçen derenin buz gibi suyu ile doluyor. Pastoral vadi denize yaklaşık 5 km mesafede olduğu için, gitmediğiniz günler bu havuzda serinleyebilirsiniz. 
Arabanız varsa veya taksi ile etraftaki muhteşem koylardan birini seçip denize gidebilirsiniz. Ölüdeniz 35 km kadar uzaklıkta ama 5-6 km uzaklığında Karaot, Katrancı ve Günlüklü plajları da gayet güzeldi. Zaten böyle huzur dolu bir ortamdan sonra Ölüdeniz’e o kadar yol tepip o turist kalabalığının içine insanın giresi gelmiyor. Ama kendinizde o enerjiyi buluyorsanız orası da ayrı güzel mutlaka görülmesi gerekir.

Çocuklar için çok uygun bir ortam. Oynayabilecekleri bir havuzun olması, yemeklerin doğal ve sağlıklı olması, doğa ile iç içe olmaları ve çeşitli aktivitelerin olması başlıca sebepleri. Çocuğunuz yoksa da ilginç bir şekilde klasik çocuklu otellerde arkasından sürekli bağıran anneler olmadığı için veya çocuklar sürekli ağlamadığı için hiç rahatsız olmuyorsunuz. Bunun sebebi ortamın huzurundan mı, çocukları çok mutlu eden bir ortam olmasından mı yoksa burayı tercih eden ailelerin karakterinden mi bilmiyorum. Bizim kaldığımız süre boyunca bir sürü çocuklu aile olmasına rağmen hiç rahatsız olmadık ve konuştuğumuz kadarıyla her zaman da bu şekildeymiş.

Konaklamanızı ahşap, kerpiç veya taş evlerden birinde yapıyorsunuz. Biz ahşap evlerde direk ormanın içinde kaldık. Mutfağa da en yakın evler bunlar zaten. Evimizin tam yanında ördek çiftliği vardı gece onların sesi ile uyuyorduk sabah da biraz daha uzaktaki çiftlikten gelen horozların sesleri ile uyanıyorduk. Odalarda mutfak ve mutfakta buzdolabı var. Sadece ocak olmadığı için ekstra çocuğunuz için yemek yapmak isterseniz ortak mutfağı kullanabiliyorsunuz. Evlerin en keyifli yeri tartışmasız verandaları. Doğayla iç içe bu verandalarda oturup kitap okumak çok zevkli. Bu kadar doğa ile iç içe olmanıza rağmen çok fazla böcek yok. Örümcek en fazla gördüğüm o da rahatsız edici boyutta değil. Sivrisinek neredeyse hiç yok, bunun sebebi de okaliptus ormanının içinde olmaları ve deredeki kurbağaların çoğunu yemeleriymiş.





Son olarak da biraz da yapılabilecek aktivitelerden bahsedeyim. İsterseniz tarlada çalışabiliyor ya da mutfakta yardım edebiliyorsunuz. Ya da kendi çömleklerinizi yapmayı çok kısa bir sürede öğrenebiliyorsunuz. Ben 1 saat içinde 2 adet kase yaptım, çok şaheser gibi olmasalar da gayet kaseye benzedilerJ Çömlekleri Pastoral Vadi’nin idari müdürü Arda bey’in eşi Gloria yaptırıyor. Kendinin de 3 çocuğu ile birlikte katıldığı bu aktivitede, kendi çok keyif aldığı için bizim de keyif almamamız mümkün değildi.

Ek olarak yoga, aile kampları, ateşte yürüme ve çizgi çocuk gibi çocuklar için özel aktiviteler düzenlenebiliyor. Bunlar için özel kayıt yaptırmak gerekiyor. Yoga yapmak için bir yazlık bir kışlık olmak üzere 2 yerleri var. Kışın bile inziva kamplarına gelerek farklı tecrübeler yaşayabiliyorsunuz.

Eğer çok kafa dinlemeye ihtiyacınız yoksa 2 kişi sıkılmamak için yanında arkadaşlarınızla gelmenizi öneririm. Eğer kimse yoksa da oradan kendinize yeni arkadaşlar yapabilirsiniz J Sürekli aynı mutfakta yiyip içmekten bir süre sonra tüm misafirleri adlarıyla biliyor duruma geliyorsunuz.




Diğer tüm detaylar için web sitesine de göz atabilirsiniz. www.pastoralvadi.com




.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder