Sabah uyandığınızda veya günün orta
yerinde kendinizi sebepsiz yere enerjisiz, motivasyonu yerlerde mi
hissediyorsunuz? Ya da bir sorununuz var ve uyanır uyanmaz gününüzü etkilemeye
başladı bile. Peki böyle durumlarda kendinizi iyi hissetmek ister misiniz?
Yani
düştüğünüzde kalkmak, kalkmayı bilmek…
Sabah saatlerinde gözümüzü tam açmadan
kulaklarımızın ufak ufak aktif olduğu dakikalar vardır ya, işte o anda alfa
frekansındayızdır ve bilinçaltımız emrimizdedir. Bu dakikalarda aklınıza
getirdiğiniz olumlu her şey gününüzü etkileyebilir. Güzel cümleleri kurmanın,
isteklerimizi aklımızdan geçirmenin vaktidir.
Kendimizi kötü hissettiğimizde beden
dilimiz hemen değişir. Omuzlarımız düşer, yüzümüz yere bakar, ağzımız aşağıda
doğru eğilir vs. Aslında tersi de çalışır. Yani eğer bedenimizi düzeltirsek
beyne komut gider ve otomatik ruh halimiz de değişmeye başlar. Bunun için sabah
uyanır uyanmaz ilk yapacağınız iş gülümsemek olsun. Evet durup dururken! Kimsenin
ne düşüneceğini umursamayın ve sadece gülümseyin, hatta yapabiliyorsanız bir
kahkaha atın bakın nasıl hissedeceksiniz.
Gün içerisinde de yapabileceğiniz pek
çok şey var. Mesela iyicene bir zıplayın, hatta tavandan sarkan bir şeye
değmeye çalışın. Ya da kimsenin rahatsız olmayacağı bir ortamda “Yaşasın!” diye
bağırın.
İsterseniz NLP metotlarından da
faydalanabilirsiniz. Kendinize motivasyon çapası atarak kendinizi kötü
hissettiğiniz anlarda bunu kullanabilirsiniz. Bunun için öncelikle gözünüzü
kapatın ve kendinizi çok iyi, motive, mutlu, enerjik hissettiğiniz bir anınızı
hatırlayın. Sonra bu anı zihninizde yaşamaya başlayın, hissedin, resmen onu anı
baştan yaşayın. Tam hislerinizde doruk noktasına geldiğiniz an istediğiniz bir
parmağınızı sıkıştırın. Sonra sol beyninizi çalıştıracak bir şeyler yapın,
mesela bir toplama işleminin sonucunu bulmaya çalışın veya bugün ayın kaçı onu
tahmin etmeye çalışın. Sonra tekrar o parmağınızı sıkıştırın aynı duyguları
hissediyorsanız çapanızı olmuş bilin. Artık kötü anlarınızda yardımınıza
yetişecek.
Yine çapa gibi bazı işaret, hareket veya
eşyalara da anlamlar yükleyebilirsiniz. Mesela şikayet ettiğinizi fark
ettiğiniz an kendinize çimdik atın. Şikayet etmek size kötü histen başka hiçbir
şey sağlamaz. Ya da elinizin üzerine sadece sizin görebileceğiniz ve size
mutlu, motive bir anınızı hatırlatacak bir işaret koyun. Aynı mantıkla
cebinize, çantanıza, masanızın üstüne bazı eşyalar koyabilir, bilgisayarınızın
ekranına bazı notlar veya görseller yerleştirebilirsiniz.
Size kendinizi kötü hissettiren şeyi
katı, sıvı veya gazdan bir maddeye benzetin ve zihninizde ondan kurtulma
yöntemleri imgeleyin. Hangisini size daha çok hatırlatıyor? Eğer katı bir şeyse
kırın, parçalayın, yırtın veya çöpe atın, camdan dışarı fırlatın. Sıvı ise bir
nehre dökün aksın gitsin. Gaz ise önce içine çek sonra öyle bir üfleyin ki içinizde
bir gram kalmasın, havaya karışsın uçsun gitsin. Bunu fiziksel olarak da
uygulamak isterseniz, olumsuz olan her ne ise bir kağıda yazın, kağıdı
parçalara ayırın ve “senden kurtuldum” diyerek çöp kutusuna atın.
Gelelim zamanınız daha bol olduğunda
yapabileceklerinize. Bu dünyada herkesin iyi yaptığı bir şey mutlaka vardır.
Kendinizin etrafınızdaki diğer insanlardan daha iyi yaptığı ne var? Eğer siz
herhangi bir konuda kendinizi yeterince iyi bulmuyorsanız, kendinizi yeterince
iyi tanımıyorsunuz demektir. Hadi biraz geçmişe gidin, başardığınız,
yeteneğinizin olduğu, yapmaktan gerçekten keyif aldığınız şeyleri düşünün ve
bir tanesinde karar kılın. Mutlaka bulursunuz. Dikiş dikmekten tiyatro yapmaya,
araba kullanmaktan fıkra anlatmaya, resim yapmaktan dekorasyonla uğraşmaya,
çiçek yetiştirmekten yemek yapmaya… Her şey olabilir, kendinizi sınırlamayın.
İşte o gün kötü mü başladı böyle gitmesin ne yapın edin 1 saatinizi bu karar
kıldığınız işe ayırın.
Yukarıda bahsettiğim konuda bir şey
bulamadınız mı? Peki bunu şimdilik bir kenara koyun ve o zaman iyi yapıp
yapmamaktan bağımsız sizi sadece iyi hissettiren bir şeyler bulun. Rock müzik
dinlemek, en sevdiğiniz tatlıdan yemek, sizi çok iyi hissettiren bir
arkadaşınızı aramak, en sevdiğiniz kıyafeti giyinmek, saç baş makyajı toplamak, yemek yapmak, evi toplamak, araba ile hız yapmak, sinemaya gitmek, deniz
kenarında bisiklet sürmek. Bunların bir listesini yapın ve çantanıza koyun.
İnsan kendini kötü hissettiğinde bazen iyi şeyler aklına gelmez, o zaman
listeyi çıkarır bakar ve belki hemen kulağınıza güzel bir enerjik şarkı koyar
zıplamaya başlarsınız.
Spor yapmak da ister istemez
hormonlarınız gereği insanın kendini iyi hissetmesini sağlıyor. Spor salonuna
gelen birçok kişinin zorla geldim diye girerken, iyi ki gelmişim enerjim yerine
geldi diye çıktığına bizzat şahidim. O zaman bir yere üyeyseniz oraya gitmek
için kendinizi zorlayın, ya da en basitinden sabah kalkar kalmaz kendinizi iyi
hissettirecek birkaç basit egzersizle güne başlayın.
Bütün bu saydıklarım sizin o anınızın
veya o gününüzün daha iyi geçmesine yardımcı olur. Ancak hayatınızda daha köklü
değişikliklere ihtiyacınız varsa önemli bir tüyom olacak.
İnsanların hayatlarını
değiştirememesinin asıl sebebi başaramayacaklarına kesinlikle inanmış
olmalarıymış. Ve çoğunlukla hayatımızda istemediğimiz şeyler, bizi en çok
mutsuz edenler. Maalesef onlara daha çok odaklandıkça onları daha da çok
çoğaltıyor, iyicene çekilmez bir noktaya getiriyoruz. Burada çok klasikleşmiş
olmasına rağmen çok sevdiğim bir söze yer vermek istiyorum:
“Nereye gideceğini bilmeyen bir gemiye,
hiçbir rüzgar yardım edemez!”
Eğer hayatta bir amacınız yoksa, ne için
yaşadığınızı bilmiyorsanız, ilerisi için ulaşmak istediğiniz bazı hedefleriniz
yoksa kendinizi anlamsız yere mutsuz hissetmeniz bu yüzden olabilir. Bir
hedefiniz, bir yaşam amacınız, gidecek bir yerinizin olması gerçekten çok
önemli. Hatta bu hedeflere sevdalanmak daha da önemli. İşte bu noktada hayattan
öyle bir keyif alıyorsunuz ki her sabah uyandığınızda o günün güzel geçmesi
için bir sebebiniz oluyor.
Kendinize bir hedef koyun. Bu bir iş,
bir sevgili, bir bebek, bir seyahat, bir hobi veya herhangi bir aktivite
olabilir. Bunu gerçekleştirince yenisini koyun ve sonra yine yenisini. Buna
ulaşmak için bir plan yapmakla başlayın ve bu plan basamaklı bir plan olsun.
Yani 1 ay içinde 500 sayfalık bir kitabı bitirmek hedefi yerine bu hedefe
gidecek şekilde günde 20-25 sayfa okumak hedefini koyarsanız zaten büyük
hedefinize ulaştığınızı görürsünüz. Hem de ufak ufak başararak ilerlemek
motivasyonunuzu düşürmez ve sizi büyük hedefinizden uzaklaştırmaz.
Hedefinize ulaştığınızda nasıl biri
olurdunuz? Haydi zihninizde buna hazırlık yapın, olduğunuz anı yaşayın ve
gerçekten başarmışsınız gibi yaşamaya başlayın. Hedefinize 1 adım daha yakın
hissedeceksiniz kendinizi.
Sabah kalktığınızda artık sizi hayata
bağlayacak bir hedefiniz varsa istediğiniz ruh haline dönmeniz çok daha kısa sürede olacaktır. Ben herhangi bir hedefimin olmadığı bir gün dahi düşünemiyorum, bu beni
hayata bağlayan ve sadece kendim için yaptığım en özel şey. Kendiniz için bir
şeyler yapma vakti gelmiştir belki, tekrar düşünmek ister misiniz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder